Söyleşi: Seniha Ünay / Hakkında
Çeviri: Burçin Nilay Kalınbayrak / Hakkında
Anlatılar Söyleşi Serisinin Eylül konuğu, ulusal ve uluslararası alanda önemli başarılar kazanmış, üretimleriyle gündelik yaşama dair bakışımızı değiştiren sanatçı, mimar, eğitimci ve arşivci Murat Germen. Söyleşi kapsamında Germen; düşünce ve üretim süreci, fotoğraf ve mimarlığa bakış açısı ve arşivci yönüne dair sorularımızı yanıtladı.
“Kente veya mimariye dair çeşitli haklarımız var…”
Çalışmalarınız, her gün önünden geçtiğimiz mimari yapılara, gördüğümüz nesnelere, sıradanlaşan gündelik yaşama dair bakışımızı değiştiriyor, ezberimizi bozuyor. Nedir bunu sağlayan? Bir çalışmayı ortaya çıkaran düşünme ve üretim sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Çeşitli ebat, hacim, kalite, işlevdeki mimarlıklardan oluşan kentsel yapı stokunu ve bireysel ölçekteki mimarlık eserlerini her gün şu ya da bu şekilde deneyimlediğimiz, yaşadığımız, gördüğümüz için bunları sıradan nesneler, olgular, kavramlar olarak görüyoruz. Rutin hayatımızın parçaları oldukları için günlük algımızın içinde sadece bir arka plan, fon gibi yer işgal ediyorlar. Halbuki kent de mimari de plancı ya da mimar olmasak bile dikkatle izlememiz gereken bileşenler. Kente veya mimariye dair çeşitli haklarımız var ve bunların takipçisi olmazsak kentleri yöneten siyasi erk bizi iyice teslim alır. Kent, siyasi ve iktisadi erklerin çok önemsediği bir alan; çünkü kentler artık esaret yerleri olarak planlanıyor. İnsanlar, devletler tarafından çeşitli yöntem ve kandırmacalarla kentlere sürüklenip burada verilen “akıllı” hizmetlerle ahmaklaştırılıyor / beceriksizleştiriliyorlar, kişisel / mahrem verileri çok daha rahat toplanabiliyor ve bu sayede çok daha kolay yönlendirilebiliyorlar, hiç bir işini kendi başına yapamaz hale getirilip tümüyle bağımlı kılınıyorlar / köleleştiriliyorlar. Kentte servis edildiği öne sürülen sözde bağımsız hayat, aslında azami bireyleşme ve asgari işbirliği, diğer deyişle ayrıştırıcılık üzerine kurgulanıyor ve iddia edilenin tersine insanlar bağımlı hale getiriliyorlar. Gereğinde küresel ölçekteki bir virüs illeti bile birleştirici taktikler benimsememizi engelleyecek bir önlemler paketinin yürürlüğe konmasına yol açabiliyor.
Kente, mimarlığa, doğanın tahribatına, soylulaştırmaya, ranta, betonlaşmaya, arsa spekülasyonuna dair işler üretmemin nedeni; bu konuları zihnimizde canlı tutmaya devam edebilmem, edebilmemiz içindir. Bunu yaparken dikkat çekici bir görsellik kullanmaya çalışmamın amacı ise ilk kertede izleyicilerin dikkatini, algısını cezbetmek; bunu becerebiliyor isem ardından metin ve sanatçı konuşmaları ile mesajımı verebilmek. İki boyutlu belgesel / kurgusal işlerle başlayıp yavaş yavaş eser ölçeğinde üç boyuta çıkmamın ve hatta bunu daha da ileri götürüp mekânsal ölçekte yerleştirmelere başlamamın sebebi de aynı kaygıya bağlanıyor: Yukarıda aktarmaya çalıştığım olgular hakkında farkındalık oluşturmak.
Murat Germen, “Feyezan” Sergisinden Yerleştirme, Ferda Art Platform, İstanbul, 10.09-10.10.2020.
2019 tarihli “Merdiven: Adım Adım” serginizde mekanı fotoğraflarla dönüştürdüğünüz görülüyor. Fotoğrafı oldukça çeşitli biçimlerde kullanıyorsunuz. Buradan hareketle fotoğrafın sizin için nasıl bir ifade aracı olduğundan bahsedebilir misiniz?
Fotoğraf en etkili iletişim araçlarından birisi. Bir gerçeği ispat edebilmek veya aksine çarpıtmak için çoğunlukla alt yazı destekli fotoğraflar kullanılıyor. İfadenizi kurgulayabilmek, arzu ettiğiniz cümleleri kurabilmek için gerekli kelimeleri rahat ve güçlü bir şekilde oluşturabilmenizi sağlıyor fotoğraf. Hatta öyle bir güç ki bu, fotoğraf, temsil ettiği şeyin yerine bile geçebiliyor zaman zaman. Akıllı telefonlara entegre edilen kameraların sağladığı “hazır ve nazır”lık sayesinde de herkesin her an ulaşabileceği demokratik bir söylem aracı aynı zamanda. Bu nedenlerden ötürü fotoğraf alanında aktif olmaktan pek memnunum. Herkesin önemsediği bir görsel dil üzerinden mesajınızı aktarabiliyor olmak es geçilemeyecek bir fırsat.
Murat Germen, “Merdiven: Adım Adım”, Oda Ölçeğinde Fotoğraf Yerleştirmesi, Merdiven Art Space, İstanbul, Aralık 2019.
“Fotoğraf ile mimarlık arasındaki ilişkiyi ‘inşanın temsili, temsilin inşası’ olarak özetleyebilirim.”
Fulbright bursuyla gittiğiniz Massachusetts Institute of Technology’den (MIT) mimarlık yüksek lisans derecenizi, Amerikan Mimarlar Birliği (AIA) Altın Madalyası ile aldığınızı, ancak mimarlığı bir meslek olarak yapmadığınızı biliyoruz. Fotoğraflarınızda mimari yapıyı bir araç olarak kullandığınız söylenebilir mi? Bu anlamda fotoğraf ve mimarlık arasında kurduğunuz ilişkiden bahsedebilir misiniz?
Mimarinin kendisi zaten bir araç. İdeal anlamda temel ihtiyaçlara cevap vermesi beklenen mimarlık, siyasi ve iktisadi erkin gücünü temsil etmek üzere de istismar edilebiliyor (gökdelenler, saraylar, malikaneler, devlet yapıları, anıtlar, vb.) Buradan hareketle mimarinin erk iklimi içindeki bu vazgeçilmez konumunu bir araç olarak kullanıyorum diyebiliriz. Fotoğraf ile mimarlık arasındaki ilişkiyi “inşanın temsili, temsilin inşası” olarak özetleyebilirim. Buradaki “inşa” kavramını somut inşaat eylemi anlamında değil, yaşamın muktedirler tarafından kurgulanması, toplum mühendisliği stratejileri gibi mefhumlar üzerinden soyut anlamda kullanıyorum. Mimarlık, sözünü ettiğim toplumsal inşanın temsili olarak karşımıza çıkıyor, mimarlık fotoğrafçısı ise bu inşayı kendi algısını ve ona mimar tarafından önerilen algıları hercümerç ederek görsel bir temsile çeviriyor.
Murat Germen, “Kahire #02“, “Muta-Morfoz” Serisinden, 2010-2019.
Adeta fotoğraf makinesiyle resim yapıyorsunuz, çalışmalarınız sanki elinize fırçayı almışsınız ve boyamışsınız gibi. Oysa digital her şey. Böyle düşünmemizi sağlayan nedir sizce? Teknolojik yeniliklere bakış açınız ve bunun çalışmalarınızdaki etkisi nedir?
Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi, fotoğrafı cümle oluşturmak için bir kelime olarak görebilirsek; bir resim bütünü oluşturmak üzere fırça darbesi, mürekkep / boya / renk lekesi, biçim / biçem bileşeni, resim tuvalinin bir parçası olarak da görebiliriz. Diğer yandan, sayısal imge ortamında fotoğrafların piksellerden oluştuğu olgusundan yola çıkarak, tek bir fotoğrafın daha büyük bir bileşik fotoğrafın pikseli olduğunu da öne sürmek olası. Fotoğrafı, içinde olduğumuz küresel uzamın iri ya da ufak bir parçası veya tümü olarak görmek ve üretmek mümkün artık. Buna binaen, fotoğrafla hem somut hem de soyut anlamda “büyük resmi” tasvir etmek kaçınılmaz hale gelebiliyor.
Teknolojik gelişmeleri gerek donanımsal gerekse de yazılımsal boyutlarda yakından izliyorum; çünkü hem içeriksel hem de estetik düzlemlerde bazı yeni söylemler üretmeye yardımcı olabiliyorlar zaman zaman. Geçen hafta “Kickstarter” adlı bir kitle kaynaklandırması portali üzerinden yapay zeka yazılımları ile çalışan ve fotoğraf makinesinin flaş kızağına oturtulabilecek kadar küçük ebatlı bir sayısal fotoğraf asistanı için mali katkıda bulundum ve heyecanla ürünün yollanacağı 2021 ortasını bekliyorum 🙂
Murat Germen, “Bulut #4“, “Bulut” Sergisinden, Bozlu Art Project, İstanbul, 13.03-21.04.2018.
Murat Germen denilince sanatçı, mimar, eğitimci olmak üzere çok yönlü bir portre çıkıyor karşımıza. Bunların yanında aynı zamanda bir arşivcisiniz de. Biraz arşivcilik tarafınızdan bahsedebilir misiniz? Arşivcilik sizin için ne ifade ediyor? Arşivcilik için kriterleriniz nelerdir?
Türkiye, medeniyetin doğduğu çok değerli topraklarda kurulmuş, belki de dünyada en çok sayıda kültürün üst üste binmiş, iç içe geçmiş katmanlarını az ya da çok görebileceğiniz bir ülke. Kültürel miras ne kadar derinse onun korunması ve arşivlenmesi çalışmaları da o derece sığ. Arşivleme bir kültürün, devletin, ulusun en önemli varlıklarından birisi aslında; ama Cumhuriyetin ilk yılları dışında bunu idrak etmiş siyasi iktidarlar göremiyoruz. Aksine kültürel mirasın kendisi ve özellikle de çeşitliliği, bitmek bilmeyen bir tahribata ve zulme maruz bırakılıyor. Bu çerçevede arşivleme; kültürün zenginliğini belgeleyen, diğer kültürlerle paylaşılmasını sağlayan bir eylemin yanı sıra bu kültür katliamını ispat edebilmek üzere bir olay yeri inceleme eylemine de dönüşebiliyor ülkemizde. Ortada kültürel miras tahribatı suçları var ve fotoğraflar bu suçların delilleri olma görevini üstleniyorlar. İlk olarak İstanbul’un gelişimini izleyebilmek niyetiyle başlamıştım, şimdi daha çok delil toplama eylemine dönüştü belgeleme.
Fotoğrafları arşivlerken kolay ve çabuk bulunabilmeleri adına çeşitli önlemler alıyorum, doğru etiketleme ve dizinleme burada çok önemli. İstediğiniz kadar çok belge, delil üretin; onlara ulaşmadığınız sürece bir işe yaramaz hale geliyorlar. Son 3-4 senedir akıllı telefonların GPS koordinatları sayesinde rota yaratabilme ve bunu kullanılabilir bir formatta başka platformlarla paylaşabilme özelliğini kullanarak fotoğraflarıma küresel konum koordinatı atayabiliyorum. Bu sayede “Yahu bu fotoğrafı nerede çekmiştim?” kabusu ortadan kalkıyor. Her ne kadar akıllı telefonlarda GPS konum bilgisi fotoğraflara otomatik olarak atanıyorsa da şu sıra en muteber profesyonel fotoğraf makinelerinde bile GPS modülü nedense yok. Bu yüzden çeşitli yazılımlarla bu açığı kapatabilmek üzere fazladan bir gayret gösteriyorum.
Murat Germen, “Yalova“, “İkon Olarak Endüstri: Endüstriyel Estetik” Sergisinden, Garanti Galeri, 2005.
Ferda Art Platform’daki “Feyezan” isimli son serginizden bahsedebilir misiniz?
Sergi basın bülteni iyi bir özet sunduğu için alıntılıyorum.
“Murat Germen’in, 10.09.2020-10.10.2020 tarihleri arasında Feyezan / Overflow adlı sergisi Ferda Art Platform’da izlenebilecek. Sanatçının, ilk defa üç farklı medyumda işlerini bir arada sunacağı sergide “Başka Tas Başka Hamam”, “Düşünce Heykelleri” ve “Beraberlik Manzaraları” adlı serilere ve bir video işine yer veriliyor. İçinden geçtiğimiz pandemi süresince deneyimlediğimiz ‘şimdiki zamanın’ bireyler üzerindeki çelişkili etkilerini sorgulayan bu seriler hem farklı bir görselliğin kapılarını aralıyor, hem de günümüzün politik manzaraları karşısında sanatçının sözünü sakınmadan geliştirdiği reflekslerini içeriyor. İzleyicileri alışılagelmiş bir fotoğraf sergisinden farklı olarak Kerem Piker tarafından, fotoğrafı bir mekânın kurucu öğesi yapma sorgusuyla hazırlanmış bir sergi tasarımı karşılıyor. Küratörlüğünü Necmi Sönmez’in üstlendiği Feyezan, Germen’in günümüz insanının gerçeklik algısını yorumladığı işleri bir arada sunuyor.
Serginin girişinde izleyicileri karşılayan 1170 adet fotoğraftan oluşan “Beraberlik Manzaraları” serisi, sosyal ve fiziksel mesafelerle yaşadığımız bu zamandan uzaklaşarak yüzlerce kişinin dil, din, ırk, cinsiyet, kimlik ve yönelim fark etmeksizin bir arada olabildiği bir ideali sunuyor. Bu serinin etrafını çevreleyen “Başka Tas Başka Hamam” serisi iş dünyasına bir eleştiri olarak sunuluyor. Salgın boyunca görsellerine alıştığımız virüs tasvirini dönüştüren “Dünya dönüyor sen ne dersen de!” adlı 2 dakikalık tek kanal video ise salgına neden olan gözle görülemeyen varoluş biçiminin temsili üzerinden kürenin merkezine inmeyi amaçlıyor. Son olarak sanatçının ilk heykel işleri olan “Düşünce Heykelleri” sanatçının deyimiyle “küresel ölçekte egemen şebeke örgüsü ve bu örgünün bireyselleşme üzerinden direttiği sosyal mesafe” algısını temsil ediyor.
Murat Germen’in Feyezan / Overflow adlı sergisi “eski ve yeni normal” arasında sıkışmış olan günlük hayatın ne kadar sürdürülebilir olduğunu sorguluyor. Sergi bu anlamda kaçınılmaz sosyal sıkıntıların görsel imgelerle gündeme getirilerek tartışılmaya çalışıldığı “açık uçlu” bir karaktere sahip. Sanatçının üç farklı medyumla ortak bir eleştiriyi izleyiciye sunduğu sergi, pandemi dönemi yaşam gerçeklerinin de hafızası olarak bir araya geliyor.”
Murat Germen, “Feyezan” Sergisinden Yerleştirme, Ferda Art Platform, İstanbul, 10.09-10.10.2020.
Murat Germen’e teşekkürlerimizle.
- Murat Germen hakkında daha fazla bilgi için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
- Bu söyleşide yer alan tüm fotoğraflar, sanatçının internet sitesinden alınmış ve izniyle kullanılmıştır.
- Bu söyleşide yer alan tüm görsel ve yazılı içeriklerin hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Fotoğraflar için lütfen sanatçı ile iletişime geçiniz.
- Feyezan sergisinin basın bülteni çevirisi, aslına uygun olarak bırakılmış ve sanatçının internet sitesinden alınmıştır.
Anlatılar Söyleşi Serisiyle ilgili daha fazla bilgi için tıklayınız.