Videonun Söyledikleri: “Arkaplan Akustik” Sergisi

Söyleşi: Seniha Ünay / Hakkında

Videoist’in kurucuları Hülya ÖZDEMİR ve Ferhat SATICI  ile Senkron Eş Zamanlı Video Sergileri kapsamında 15 Nisan-08 Mayıs 2021 tarihleri arasında Mekan Blogspot’ta izleyiciyle buluşan “Arkaplan Akustik” sergisi için bir araya geldik. Söyleşide “Arkaplan Akustik” sergisinin fikir, seçki ve sergileme sürecini konuşurken; Videoist’in amaç, niyet ve sürecine de değinmiş olduk. 

2003 yılından bugüne kar amacı gütmeden, sanatçılarla diyalog ve iş birliğine dayalı projeler gerçekleştiren, Türkiye’de Video Sanatını odağına alan ve bugün ciddi bir arşive sahip olan Videoist’in kurucularısınız. “Arkaplan Akustik” sergisine geçmeden önce Videoist’in kuruluş niyetinden, felsefesinden ve gezici olma özelliğinden bahsedebilir misiniz?

Bizim de üreticisi olduğumuz, çağdaş sanatın bu önemli aracının sanat alanındaki anlamı ve kapsamını kavramak, sanat üretimi özelinde bilgi üretmek üzere ve ayakta kalma, kimlik oluşturma çabası olarak ortaya çıktı Videoist. 2000’lerin Türkiye’sindeki sanat ortamı, sanatçı merkezli oluşumların yerine merkezi ve bireysel bir sanat üretimini destekler nitelikte ilerlemekteydi. Videoist, böyle bir dönemde kollektiviteyi vurgular nitelikte, alışkın olunan ve zaman zaman da problemli sergileme düzenekleri dışında video sanatı ile insanları buluşturan etkinlikler düzenledi. Çağdaş sanatta merkez dışı olanakları ilk etkinliklerinde bile ortaya koymaya çalıştı. 2003 yılındaki ilk etkinliğimiz olan Videoist Festivali’nin mottosu “Bir Trafik Oluşturmak İçin” cümlesinden oluşuyordu. İstanbul’da Avrupa Yakası ile o zamanlar çağdaş sanat sergileri ve video sanatı konusunda daha az etkinliğe ev sahipliği yapan Anadolu Yakası’nı birleştirme amacı taşıyordu. Gezici ve taşıyıcı olma yaklaşımı oradan beri devam ediyor.  

Hülya Özdemir, “İcat Edilmiş Ayrışma”, Video, 15”, 2015-2016.

Videoist olarak sergi fikri geliştirmek, mekan ayarlamak, seçki yapmak, sergi kurmak gibi bir sergiyi ortaya çıkartan birçok zorlu ayağı üstleniyorsunuz ve yıllardır istikrarlı bir duruş sergiliyorsunuz.  Videoist motivasyonunu nasıl sağlıyor?

Sanat üretmek ve üretme halini sürdürmek, bizim motivasyonumuzun temelini oluşturuyor. Bizce sanat üretmek sadece atölyede başlayıp biten bir süreç değil. Sanatçı, izole bir şekilde sadece kendi üretim sürecine odaklanarak ilerleyemez ve gelişemez düşüncesindeyiz. Video sanatını anlamak istiyor ve yaptığınız sanatın hakkını vermek istiyorsanız o zaman bu konuda yazılmış makaleleri ve kitapları okur, sergiler gezersiniz. Ancak hiçbir şey sizin gibi üreten insanlarla birlikte üretmek kadar sizi geliştiremez. Bu anlamda Videoist’i bir okul ve müfredat gibi düşünebilirsiniz. Eğitim programını birlikte yazdığınız ve hem öğrenci hem de hoca olduğunuz bir okul. Bu organik rizomatik bağı sadece sanat tarihçi, küratör, sanatçı, eleştirmen ya da koleksiyoner olarak elde edemezsiniz. Tüm bu ilişkiyi merkezinde eserler ve sanatçı olacak şekilde yeniden kurmaya çalışıyoruz. Bu yüzden alışkın olunan küratöryel pratiklere ve sanat eserinin tek başına bir meta olarak sunulmasına alternatif projeler geliştirmeye çalışıyoruz.

Ferhat Satıcı, “2010 Offspace Odyssey İstanbul”, Video, 20’07”, 2010.

“Arkaplan Akustik” sergisinde diğer projeleriniz gibi dikkati çeken şeylerden biri, alternatif bir mekanda, bir nevi “merkez dışı”nda sergi yapıyor olmanız. Balıkesir’de yer alan Mekan Blogspot’la olan iş birliğinize ve bu sergi vesilesiyle daha önceki mekan deneyimlerinize değinebilir misiniz?

Video, mekan ve zaman üzerinde çalışılan bir uğraş alanı. Bu yüzden videoya yer bulmak, onun taşınabilir doğasını bir yer ile ilişkilendirmek önemli. Mekanlar insanlar gibidir; cinsiyetleri, kimlikleri olduğu kadar içlerine aldıkları nesne ve olgularla da yeniden anlamlanırlar. Videoist gezici doğası gereği video eserleri, mekan mekan, kent kent gezdirirken, video eserlerin metinler arası ilişkilerini de taşıyarak videonun öz dönüşümsel ve ilişkisel doğasını vurgulamaya çalıştı. Tabi ki bu arada İstanbul’dan sonra geçirdiği Mardin deneyimi de mekan ilişkisi açısından önemli bir süreç. Mardin süreci, komşuluk ve diyalog, birlikte üretme deneyimiyle sanatsal bilginin üstyapı kurumu olmadan da hiyerarşisizce paylaşıldığı bir ütopyayı gerçekleştirme çalışması olarak Videoist’in tarihine yerleşti. Mardin sonrası Videoist, kendi kimliğine bir ek unsur ekleyerek sürecine devam etti.

Balıkesir’de yer alan Mekan Blogspot sergi mekanında, daha önce 2020 yılı içinde “Ferhat Satıcı-Heykelin Zamanı” ve “Hülya Özdemir-Videonun Mekanı” ardışık kişisel sergileri gerçekleştirdik. Bu dönemde gelişen diyalog ile 15 Nisan-30 Nisan 2021 tarihleri arasında gerçekleşen “Senkron Eş Zamanlı Video Sergileri” için aldığımız davetler üzerine Mekan Blogspot’un mekan sahipliğinde, Videoist küratörlüğünde kavram ve çerçevesi oluşturulan “Arkaplan Akustik” sergisi ve video seçkisi için gerçekleşen bir iş birliği kurduk.

“Arkaplan Akustik” sergisinden görüntü,  Mekan Blogspot, Balıkesir, 15.04-08.05.2021.

“Arkaplan Akustik” Sergisi, videoyu tek başına bir meta olmak yerine üretim süreciyle birlikte bir bütün olarak ortaya koyuyor. Adından da anlaşılacağı üzere bir videonun arkasında yatan dili, eskizleri, taslakları, oluşum aşamalarını ve işin kendisini yan yana gösteren bir yankı alanı kurguluyor. Serginin bu özelliğinden, temel fikrinden bahsedebilir misiniz?

“Arkaplan Akustik” video sanatı deneyimine odaklanan bir sergi. 2010 yılında İstanbul Manzara Perspectives Galeri’de gerçekleştirdiğimiz “Unplugged / Görüntünün Fragmanlaşmış Doğasından Bir Arkaplan Akustiğine Geçiş” ve 2017’de Ankara’da Arte Sanat Galerisi’nde gerçekleştirdiğimiz “Unfold / Katmanları Açmak” sergilerinde geliştirdiğimiz videonun arka planı fikrinin daha kompakt daha taşınabilir hali. “Arkaplan Akustik”te gösterim ve sergi formunun birlikteliği deneyimleniyor. Bu sergi, Frederic Jameson’un “intertextualities / metinler arasılık” kavramıyla ilişkilendirdiği video eserlerine, tek başlarına okunamayacakları fikrinden yola çıkarak, farklı anlam katmanlarıyla okunabilir göstergeler ve olgular dizgesi olarak bakmayı deniyor. Nesnesiz bir sanat eserinin oluşumuna odaklanarak video eserin katmanlarını özne-nesne arasındaki gerili bir ip olarak açığa çıkarmayı deniyor. Bu anlamda sergide, zamanın mekan temsili olarak nesneler ve fiziksel eserler, video eserlerin iz düşümlerine dönüşüyor.

15 Nisan-8 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleşen sergide Gülçin Aksoy, Fırat Engin, Hakan Kırdar, Mehmet Öğüt, Okay Özkan, Saye Özçelik, Ferhat Satıcı, Evren Selçuk, Kıvılcım Harika Seydim, Harun Töle, Hülya Özdemir ve Serdar Yılmaz’ın sergi mekanında video çalışmalarının gösterimleri sürerken, sanatçıların video eserlerinin içeriğine destek veren ve arka planını oluşturan obje, döküman, heykel, resim ve fotoğraf çalışmaları sergi süresince galeride izleyiciyle buluşuyor.

Hakan Kırdar, “Asansör”, Video, 4’12”, 2007.

Fırat Engin, “Denizin Ahlakı; Balıkçı ve Mülteci”, İki Kanal Video, 2’20’’, Loop, 2016.

“Arkaplan Akustik” için yaptığınız seçkinin ne gibi özellikleri, ilkleri ya da dinamikleri var?

Videoist için gösterim ve sergi formunu birlikte kurguladığımız ilk sergi olduğunu söyleyebiliriz. Taşınabilir ve kompakt olması açısından, video eserler ve fiziksel eserlerin ilişkisi açısından bir minimize olma gerekliliği doğdu. Bu durum, sanatçıları, video eserlerini ve fiziksel olarak mekana yerleştirilecek eserlerini seçme aşamasında, eserin özüne inme konusunda bir disipline yönlendirmiş olabilir. Sergileme sonrası bu azaltma ve sadeleştirme eyleminin, video eserlerin doğası gereği sergi okumalarını güçlendirdiği görüşündeyiz.

Evren Selçuk, “Standard Profile: Disillusion”, Video, 7’50”, 2020.

Kıvılcım Harika Seydim, “Pencereden”, Video, 3’03”, 2020.

“Arkaplan Akustik” sergisinde Evren Selçuk’un “Standard Profile: Disillusion” çalışması ile Kıvılcım Harika Seydim’in “Pencereden” çalışması arasında çevresel sorunlara; Hakan Kırdar’ın “Asansör” çalışması ile Ferhat Satıcı’nın “2010 Offspace Odyssey İstanbul” ve Okay Özkan’ın “Taşlar”ı arasında kamusal alan ve yıkım kavramlarına odaklanan bir diyalog var. Hülya Özdemir’in “İcat Edilmiş Ayrışma” çalışması, Gülçin Aksoy’un “Yurttan ve Cihandan Sesler Korosu”, Fırat Engin’in “Denizin Ahlakı; Balıkçı ve Mülteci” ve Saye Özçelik’in “Benim Yerim Neresi” çalışmaları arasında da diyalog olarak göç, kimlik, ayrışma ve toplumsal travmaların işlendiği gözlemlenebilir. Harun Töle’nin “Silence” çalışması ve Haiku’su ile Serdar Yılmaz’ın “Bağlanma Hali” çalışması, ardından Mehmet Öğüt’ün “Re-Record” çalışması; var olma, boşluk ve sonsuzluk kavramları arasındaki ilişkileri farklı açılardan kurguluyorlar. Sergi bu anlamda video eserlerin farklı kavramlar merkezinde koşullanmasını genişleterek yeni okumalara olanak tanıyabiliyor.    

Gülçin Aksoy, “Yurttan ve Cihandan Sesler Korosu”, Video, 9’15”, 2018.

“Arkaplan Akustik” sergisi için belki de bu seçkinin doğası gereği yapıtları, hem çevrimiçi hem fiziki ortamda sergileme yoluna gittiniz. Serginin sergileme yönteminden ve bu konuya dair genel düşüncelerinizden söz edebilir misiniz?

Video eserler sanal ortamlarda yayımlanmaya müsait üretimler olsa da mekanla ve bağlamla ilgili ilişkileri oldukça önemli bir konu. Bu yüzden sosyal medya ve web sayfaları aracılığı ile izleyicinin sergiye olmasa da serginin dökümanter bir iz düşümüne ulaşması, sergi hakkında bilgi alması güzel bir boyut diye düşünüyoruz. Ancak mekan deneyiminin yarattığı gizil etkileşimin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu durum bir eserin gerçeği yerine reprodüksiyonuna bakmak ya da müzedeki gerçeği ile karşılaşmak arasındaki fark gibi bir şey.

Harun Töle, “Silence”, Tek kanal video, 1′ 20”, 2021.

Okay Özkan, “Taşlar”, Tek kanal siyah beyaz video, 1’32”, 2019.

Ancak içinde bulunduğumuz salgın dönemi, çevrimiçi paylaşımların önemini de inkar edilemez hale getirdi. Salgın sürecinin zorunlu getirisi içinde, Videoist olarak ilk defa bir sergide yer alan video çalışmalarını, çevrimiçi olarak da sanatçıların izni ve onayıyla sergi süresini kapsayacak şekilde, www.videoist-org.blogspot.com sayfasından paylaşılan linkler aracılığı ile izlenmeye açtık.

Mehmet Öğüt, “Yeniden Kayıt”, 4’13”, 16/9 1080p HD video, Tek edisyon, 2020.

Serdar Yılmaz, “Bağlanma Hali”,  Video, 9’18” , 2021.

Son olarak, Videoist’in olduğu yeri bugün nasıl buluyorsunuz? Nasıl bir çizgide süreci götürüyor?

Videoist ana akım ve ticari yaklaşımlara karşı temkinli bir oluşum. Kendi başlangıç anına sadık kalarak, diyaloglara açık bir şekilde kat ettiği mesafeyi emin ve yavaş sürdürmeye devam ediyor. Patikaları ve ara yolları, otobanlara tercih edenlerdeniz. 2003 yılından beri çoğalan önemli bir video eser ve belge arşivimiz var. Tüm bu deneyimleri ve birikimleri bir kaynak kitap olabilecek nitelikte yeniden oluşturmak için çalışıyoruz.

Saye Özçelik, “Benim yerim neresi? (Fragman-I)”, 3D Animasyon video, 01’20”, 2020.

Videoist’e teşekkürlerimizle.

  • Videoist hakkında daha fazla bilgi için internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.
  • “Arkaplan Akustik” sergisinin basın bülteni için tıklayınız.
  • Bu söyleşide yer alan tüm fotoğraflar, 15.04-08.05.2021 tarihleri arasında Mekan Blogspot’ta (Balıkesir) açılan “Arkaplan Akustik” sergisinde yer alan çalışmalardan oluşmaktadır. Fotoğraflar, Videoist’in arşivinden sanatçıların izniyle kullanılmıştır.
  • Bu söyleşide yer alan tüm görsel ve yazılı içeriklerin hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşulu ile alıntı yapılabilir. Fotoğraflar için lütfen sanatçılar ile iletişime geçiniz.

Daha fazla söyleşi için tıklayınız.

Paylaş